Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ergün Seyfeli, 17 Mayıs Hipertansiyon Günü dolayısıyla hipertansiyonun “sessiz katil” olarak bilinen yaygın bir hastalık olduğunu vurguladı. Türkiye’de her üç kişiden birinde hipertansiyonun görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Seyfeli, “Tansiyonun 140/90 milimetre üzerinde olması hipertansiyon olarak kabul ediliyor. Bu hastalık, kardiyovasküler hastalıklar arasında en sık karşılaştığımız risk faktörüdür ve kalp rahatsızlıklarının yüzde 50’den fazlasında hipertansiyon sorumludur. Ülkemizde erişkin nüfusun yaklaşık 15-20 milyonunun hipertansiyon problemi yaşadığını tahmin ediyoruz” dedi.
Hipertansiyonun belirgin bir şikayeti olmadığını ve hastaların yaklaşık yarısının tansiyon hastası olduğunun farkında olmadığını belirten Prof. Dr. Seyfeli, “Bu yüksek oran, tıp camiası ve toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğinin göstergesidir” diye konuştu.
Hastalığın organlarda ciddi hasarlara yol açtığını anlatan Prof. Dr. Seyfeli, “Baş ağrısı, nefes darlığı, çabuk yorulma, çarpıntı gibi belirtiler olabileceği gibi, bu tür şikayetler olmasa da tansiyon düzenli ölçülmelidir. Özellikle 40 yaş altındakilere 3 yılda bir, 40 yaş üzerindekilere ise yılda bir tansiyon ölçümü öneriyoruz. Hipertansiyon kalp, beyin, böbrek ve göz başta olmak üzere birçok organı etkiler. Kalp krizi, kalp yetmezliği, ritim bozuklukları, aort yırtılması, felç ve böbrek yetmezliği gibi ciddi komplikasyonlar görülebilir” ifadelerini kullandı.
İlaç tedavisinde dikkat edilmesi gereken hususlara da değinen Prof. Dr. Seyfeli, “Hastalar kesinlikle başkalarının ilaçlarını kullanmamalıdır. Her hastanın tedavisi, eşlik eden hastalıklarına göre farklıdır. ‘Bu ilaç bana iyi geldi, sen de kullan’ gibi yanlışlar sağlık için tehlikelidir. İlaç tedavisinde özellikle kombinasyon tedavileri tercih ediyoruz ve tedaviler hastaya özel planlanıyor” uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Seyfeli, hipertansiyonun önlenebilir ve risklerinin azaltılabilir bir hastalık olduğunu belirterek, yaşam tarzı değişikliği ile tedaviye önem verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
