Avrupa Merkez Bankası (ECB), Euro Bölgesi’ndeki ticari bankaları, dolar rezervlerini yeniden gözden geçirmeleri konusunda sert bir şekilde uyardı. Alman gazeteci Thomas Kolbe’nin kaleme aldığı “ECB Warns of Dollar Shortage” başlıklı yazıda, uyarının ABD ile Avrupa arasındaki ekonomik ilişkilerde derin çatlaklara işaret ettiği vurgulandı.
ECB’den tarihi “dolar kıtlığı” uyarısı
Kolbe’ye göre, ECB ilk kez açıkça “dolar kıtlığı” tehlikesini dillendiriyor. Bu durum, Washington’un Ukrayna’daki angajmanını adım adım azaltırken Avrupa’nın cephede kalmakta ısrar etmesinin bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Avrupa’nın yıllardır ucuz dolar kredilerine bağımlı olduğunu belirten Kolbe, söz konusu uyarının bir dönemin sonunu simgelediğini ifade ediyor.
LIBOR’un sona ermesi dengeleri değiştirdi
Haziran 2023'te LIBOR sisteminin son bulmasıyla birlikte ABD, küresel dolar likiditesinin fiyatlamasında tam kontrole sahip oldu. Yerine getirilen SOFR sistemi ise Avrupalı bankalara daha pahalı borçlanma şartları dayatıyor. Kolbe’ye göre bu değişiklik, Avrupa finans sistemini ciddi şekilde zorluyor.
Dolar jeopolitik silah mı oldu?
Thomas Kolbe, ABD’nin dolar swap hatlarını sessizce askıya aldığını ve Avrupa bankalarının acil dolar ihtiyaçlarını artık Fed’in “Discount Window” sistemiyle karşılamaya zorlandığını ileri sürdü. Kolbe’ye göre bu süreç, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın başlattığı “doları jeopolitik baskı aracı olarak kullanma” stratejisinin devamı niteliğinde.
Euro sisteminde alarm zilleri
Yazıda ayrıca, Avrupa Birliği’nin ‘Yeşil Mutabakat’ gibi korumacı girişimlerinin ABD'nin parasal hamleleri karşısında kırılgan kaldığına dikkat çekiliyor. “Euro korumacılığı sona yaklaşıyor” diyen Kolbe, bu kırılganlığın uzun vadede Avrupalı tüketiciye daha serbest piyasa koşulları sunabileceğini ancak kısa vadede ekonomik çalkantıların kaçınılmaz olduğunu savunuyor.
Değerlendirme:
ECB’nin bu çıkışı, sadece bir para politikası uyarısı değil; aynı zamanda küresel finans sistemindeki güç savaşlarının yeni bir evresi. Avrupa’nın Amerikan dolarına olan bağımlılığı, ilerleyen süreçte transatlantik ticareti ve ekonomik dengeleri derinden etkileyebilir.
