Yeni Zelanda Parlamentosu’nda yasaların bir kısmı nostaljik bir kurabiye kutusundan çekilen tombala taşlarıyla gündeme geliyor. “Bisküvi kutusu” olarak bilinen bu sistem, demokratik sürecin şeffaf ve eşitlikçi bir şekilde işlemesini sağlarken, ülkenin kendine has mizah anlayışını da yansıtıyor.
Demokrasiye kurabiye kutusundan katkı
1990’lı yıllarda Wellington’daki bir mağazadan alınan ve üzerinde çiçek desenleri bulunan metal kutu, zamanla parlamentonun simgesel parçalarından biri haline geldi. Kura sisteminde, bakan olmayan her milletvekili tek bir yasa teklifi ile katılım sağlayabiliyor. Sistem, yasa tekliflerinin bilgisayar ya da partisel öncelik olmaksızın rastgele seçilmesini sağlıyor.
Törensel ama ciddi bir uygulama
Her iki haftada bir, milletvekilleri arasında kura ile seçilen üç yasa teklifi parlamentoda görüşülüyor. Çekiliş, cam bir vitrinde saklanan kurabiye kutusunun kütüphaneye getirilmesiyle başlıyor. Kutunun içindeki taşlar sallanıyor ve seçilen teklifler küçük bir törenle açıklanıyor. Kura çekimi genellikle tarafsız bir kişi –örneğin bir öğrenci ya da ziyaretçi– tarafından gerçekleştiriliyor.
Tarihi etkiler yaratan teklifler
Bu sistemden daha önce, ülkede önemli etkiler yaratan evlilik eşitliği ve gönüllü ötanazi gibi yasa teklifleri çıkmıştı. Perşembe günü yapılan son çekilişte Arena Williams, yurt dışı para transfer ücretlerinin şeffaflaşmasını hedefleyen teklifini sundu. Tim van de Molen ise askeri madalyaların usulsüz kullanımını yasaklayan teklif ile ilk kez şansını yakaladı.
Yorgunluk kuyruğundan sembol törene
Sistem, geçmişte yasa teklifini ilk sunmak için milletvekillerinin gece boyunca sıra beklediği yorucu bir uygulamanın yerini almak üzere geliştirildi. Bugün ise bisküvi kutusu, Yeni Zelanda demokrasisinin sembolü haline gelmiş durumda. Parlamento ziyaretçileri kutunun desenini taşıyan hediyelik eşyaları satın alabiliyor.
Yeni Zelanda Temsilciler Meclisi Yazmanı David Wilson, “Basit bir sistem ama işe yarıyor” diyerek uygulamanın başarısını özetliyor.